Genel

  • Allah katında mükâfatlandırılacak davranışların sınırı yoktur. Sevap, davranışlarımızın Allah nezdinde hüsnükabul görmesi olduğuna göre, esasında davranışı sevaba dönüştüren onun niceliği değil, niteliğidir. Ameli sevaba çeviren şey öncelikle niyettir. [O HALDE BİR NİTELİĞİ BAŞKA BİR NİTELİĞE (davranışa) DÖNÜŞTÜRENDİR NİYET! AYNI ZAMANDA NİTELİĞİ (bir davranışı) BELİRLEYENDİR.] Söz konusu niyet ise, Allah’ın sevgisini ve rızasını elde etmek dışında…

  • Yemeklere konan tuz miktarı için eskiler “bir tutam tuz” derler. Şimdi günümüzde yemek tarifleri çay kaşığı veya çorba kaşığı diyor, hatta gram ölçen teraziler öneriliyor.” Kimileri annesinden öyle öğrenmiştir. Günümüzün tekniğine geçmeden annesinden öğrendiği gibi devam ederler. Hatta başka bir örnekleme de: Makarna yaparken makarnayı tencereye göz kararı koyanlar, iki defalık yerine dört öğünlük makarna…

  • Pi sayısının uzantıları (kesirli kısmı) sonsuza kadar gider. Birçok köprü yapımı hesaplaması için 3.14 genellikle yeterlidir ve kabul edilebilir bir aralıktaki hata payı sağlar. Ancak karmaşıklığına göre ve daha hassasiyet gerektiren kritik projelerde daha fazla ondalık basamak gerekebilir. Örneğin Nasa uzay hesaplamalarında ‘pi’ sayısını on beş ondalık basamak (3.141592653589793) hassasiyetinde kullanır. Pi sayısının kesirli kısmı…

  • “İnsan haklı oldu mu, yüreğine kuvvet geliyor, bileği kolay kolay bükülmüyor, öyle değil mi ha?” demiş Emile Zola. Bu fıtratımıza/tabiatımıza dair bir özellik. İnanma da aynı şekilde, insan inandı mı kuvvet buluyor. İnandığın şey yanlış bir şey de olsa veya haklı olmadığın halde kendini haklı görmek de insana kuvvet vermiyor değil. Salt duygu bu kuvveti…

  • “Kişi inandığı şeyle çeliştiğinde kalbi rahatsızlık duyar. Bu huzursuzluk onu inancı doğrultusunda davranmaya yöneltir; kalp ancak inandığına uygun yaşarsa huzur bulur. Kalbin sıkıntısı inanılan şeyi yapmamanın zorluğundan daha büyüktür.” Kişi inancına ters bir davranışta bulunduğunda kalbin mutmain olamayışı, inancının kuvveti oranındadır. Kalbin dilidir bu. İslâmî literatürde akıl kalptedir. Bir müminin kalbi hak ile batılı ayırt…

  •     Soğuk suyu içmen bittiğinde sen onu içmeden önceki (ona muhtaç) haline yeniden dönüyorsun. Demek ki onda sıcaktan bunaltmayacak soğukluk, dolayısıyla sende olmayanın yerini tutan bir kuvvet olduğu gibi bir de çekici bir yan, verdiği haz var. Bu ikisi birleşirse, güçsüzlüğüne karşı sabır gösteremeyen böyleleri işte o zaman hep içme durumunda olur. Olur da…

  • Kur’an’ı dinlediğinde seslerin bir araya gelişinden, okuduğunda harflerin bir araya gelişindeki düzenden yaratılış itibariyle eşyaya isim verme istidadında olan insan anlama varır, anladıkça ne yapacağını, nasıl davranacağını öğrenir, yolumuz aydınlanır. Ağaçlar, kuşlar, kainattaki her şey Kur’an ayetlerindeki gibi yaratılışın delillerindendir Kevni ayetler de Rabbimizin sıfatlarının bir tecellisi, adetleri/yasaları. [Bu, Kur’an ayetini “anlam”la okuyan bir kalbin…

  • “Allah, Kâbe’yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah’ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir.” (Mâide 97/Diyanet Vakfı Meali) Müfessirler, Kabe’nin, insanlar için ayakta tutan…

  •   Memleketin birinde padişah evlenme çağına gelen kızına ileride yerine geçecek bir padişah adayı bulmaya karar vermiş. Niyetini açtığında “benim aklı başında babacığım,” demiş kızı. Hikâye bu ya, baba akıllı, kızı da babasından akıllıymış. “Babacığım,” demiş, “sen de bilirsin ki benimle evlenecek kişinin iyi biri olmasını isterim. Herkes gibi benimle evlenecek kişiyi seçebilmek için bir…

  • De ki: “Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah’tan başka onu size (geri) getirecek ilâh kimmiş?” Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar? (Kur’an-ı Kerim/.En’am Sûresi/46.Âyet/ Diyanet İşleri(Yeni) Meali) İnsan. Rabbinin verdiği kulağı, gözü, aklını O’nun emirlerine uygun kullanmadığında, … ki Rabbimiz onları bize…